Öncelikle bu durumun adı “iktidarsızlık” değil. Havalı ismi “erektil disfonksiyon”, Türkçesi “sertleşme bozukluğu”. Kimi kaynaklarda “sertleşme güçlüğü” diye de geçer. Ama kesinlikle bu bir iktidarsızlık değildir. Bunu bu şekilde tanımlamaktan vazgeçmek aslında oldukça önemli. İktidar, kelime anlamıyla “güç” demektir. Bir erkeğin gücünü belirleyen şey penisinin sertleşmesi değildir. Penisi sertleşmeyen bir erkek de gücünü yani iktidarını kaybetmez. Bu durumu böyle tanımlayıp, ereksiyona gereğinden fazla önem atfetmek aslında bunun başlı başına nedenlerinden birisidir.

İşe önce penis denilen organı tanımakla başlayalım. Penis, erkek cinsel organlarından birisidir. Hatta erkek cinsel organı denilince ilk akla gelen organdır. Hem üreme açısından hem de erkeğin cinsel hazzı açısından son derece önemli bir organdır. Bir baş kısmından bir de gövdeden oluşur. Hem baş kısmında hem de gövdesinden bol miktarda haz veren sinir ucu barındırır. Erkeğin cinsel olarak en çok haz aldığı bölgesidir.

Penisin içinden üretra adı verilen bir kanal geçer. Bu kanaldan hem idrar geçer, hem de boşalma sırasında içinde sperm hücrelerini barındıran, beyaz renkli bir sıvı olan meni (semen) geçer. Penisin içerisinde kemik yoktur. Penisin gövdesi süngerimsi bir yapıdadır. İşte ereksiyonu yani sertleşmeyi sağlayan bu süngerimsi yapıdır. Cinsel uyarılma esnasında kan akışı bu bölgeye doğru yoğunlaşır, süngerimsi yapının içi kanla dolar, böylelikle penis sertleşir ve dikleşir yani erekte olur.

Görüldüğü gibi penisin ereksiyonu temelde fizyolojik bir olaydır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki en önemli cinsel organımız beynimizdir. Cinsel uyarılmanın ve ereksiyonun gerçekleşmesi için illa ki fiziksel bir uyarım gerekmez. Yani penisin bir kadın tarafından doğrudan uyarılması şart değildir. Bir erkeğin cinsel fantezi kurması yani sadece cinselliği düşünmesi bile uyarımı ve erkeksiyonu sağlayabilir.

Buradan da görüyoruz ki sertleşme aynı zamanda psikolojik bir olaydır. O zaman tüm bunlardan şu sonucu çıkarabiliriz: sertleşme bozukluğu fizyolojik kaynaklı olabileceği gibi psikolojik kaynaklı da olabilir. Hatta şunu biliyoruz ki, özellikle genç sayılabilecek yaşlarda (60’ın altı) görülen sertleşme bozukluklarının kaynağı çoğunlukla psikolojiktir. Özellikle performans kaygısı (Başarılı olabilecek miyim? Partnerimi yeterince tatmin edebilecek miyim? Gibi), yaşanan olumsuz deneyimler bu durumun önemli sebepleri arasındadır.

Bir kere şunu söylemeliyim ki, sağlıklı bir erkeğin arada sırada sertleşme güçlüğü yaşaması gayet olağandır. Eğer bu durumu deneyimlerseniz hemen paniğe kapılmayın, “Eyvah! Bende sertleşme bozukluğu var” diye düşünmeyin. Yaşadığınız şey geçici bir durum olabilir. Hatta, yaşanan olağan ve geçici bir sertleşme güçlüğü durumu diğer ilişkilerden önce “Acaba yine olacak mı?” gibisinden bir kaygı durumu ortaya çıkarır ve bu kaygı da sertleşme güçlüğünün yeniden yaşanmasına neden olabilir. Ancak bu durum süreklilik arz ediyorsa, her ilişkinizde bunu yaşıyorsanız o zaman bir çare aramanızda yarar var.

Peki sertleşme bozukluğu kendisini nasıl gösterir? Genelde bunun üç şekilde olduğunu görüyoruz. İlkinde sertleşme hiç olmaz. Cinsel uyarılma olmasına rağmen penis bu uyarılmaya yanıt vermez ve sertleşmez. İkincisinde ise başlangıçta sertleşme olur ancak bu durum cinsel ilişki süresince devam etmez. Ön sevişme sırasında ya da penis vajinanın içerisindeyken, orgazm gerçekleşmeden önce penis sertliğini kaybeder. Üçüncüsünde ise sertleşme az biraz gerçekleşir ancak bu sertleşme cinsel ilişkiyi sağlayacak düzeyde değildir.

Eğer bu tür durumları sürekli bir şekilde yaşıyorsanız sertleşme bozukluğu söz konusu olabilir. Öncelikle bu durumu kabul ederek işe başlamak çok önemlidir. Bir kere bu durumu bir felaket olarak yorumlamamaya gayret edin. Bu durum her erkeğin yaşayabileceği bir durumdur. Merak etmeyin, iktidarınızı kaybetmediniz. İlk başta dediğim gibi, iktidar kelimesini kullanmaktan kaçınmak en doğrusu.

İlk olarak gitmeniz gereken uzman bir üroloji uzmanı hekimdir. Önce fizyolojik tetkikler yapılmalıdır. Eğer sertleşme bozukluğunuzun altından fizyolojik bir neden çıkmazsa o zaman psikoterapi almanız yararınıza olacaktır. Özellikle Bilişsel – Davranışçı terapilerle sertleşme bozukluğu rahatlıkla giderilebilmektedir. Bunun için bir cinsel terapiste ya da psikoterapiste başvurmanız yeterlidir.

Doç. Dr.

Alper Çuhadaroğlu

Psikoterapist

Yol Tarifi