İnsanı diğer canlılardan ayırt eden en önemli özelliği bilişsel kapasitesi ve niteliğidir. Bilişsel davranışçı terapi, insanın bilişsel süreçleri üzerine odaklanan çağdaş bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre insanlar çocukluk yıllarından başlayarak çeşitli düşünce kalıpları ve temel inançlar edinir ve geliştirirler. Bu düşünce kalıpları ve temel inançlar da bireylerin kendilerini, yaşamı ve başkalarını algılayışlarını doğrudan belirlemektedir.
Kimi zaman, sahip olduğumuz düşünce kalıpları ve temel inançlarımız gerçekçi ya da işlevsel olmayabilir. Bu durumda da çeşitli psikolojik sorunlar geliştirmeye meyilli oluruz. Zorlayıcı yaşamsal durumlarla karşılaştığımızda da bir takım psikolojik bozukluklar ortaya çıkar. Söz gelimi, çocukluğundan itibaren “ben sevilecek bir insan değilim” şeklinde bir temel inanç geliştirmiş olan bir birey, arkadaş ilişkilerinde sorun yaşadığı zaman kendisini kolaylıkla bir depresif duygu durum içerisinde bulabilir.
Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımının temel varsayımı şudur: “Düşüncelerimiz duygularımızı belirler”. Doğa bilimlerinde deterministik bir ilke söz konusudur. Yani aynı şartlar altında aynı nedenler aynı sonuca yol açarlar. Örneğin, deniz seviyesindeki bir basınç altında saf su 0 derecede donar, 100 derecede kaynar. Ancak insanın duyguları ve davranışları söz konusu olduğunda böyle bir ilkeden söz edemeyiz. Aynı şartlar altında bile aynı nedenler aynı sonuca yol açmazlar. Çünkü nedenle sonuç arasına düşünce değişkeni girer. Bu çerçeveye göre şöyle bir durum söz konusudur: Bir şey yaşarız, bu yaşadığımız şey üzerine zihnimizde bir düşünce oluşur ve bu da belirli bir duygunun ortaya çıkmasını sağlar.
Eğer düşünceler değişir ve daha gerçekçi ve işlevsel hale gelirse duygularımız da değişecektir. Böylelikle bizi rahatsız eden olumsuz duygular yerini terapi ilerledikçe daha olumlu duygulara bırakır ve iyileşme gerçekleşir. Bilişsel davranışçı terapi, kendine özgü teknikleriyle temel olarak bunun gerçekleşmesini sağlar.
Bilişsel davranışçı terapi ne kadar sürer?
Bilişsel davranışçı terapi, diğer birçok terapi yaklaşımına göre daha hızlı sonuç veren bir terapi yaklaşımıdır. Seanslar genellikle haftada bir olacak şekilde gerçekleştirilir. Ancak, danışanın sorunu ağır seyirli ise terapist haftada iki olacak şekilde de görüşmelere başlayabilir. Ele alınan soruna göre terapi süresi değişkenlik göstermektedir. Kimi danışanlar 6-10 seans arasında belirgin bir iyileşme gösterebilirken kimi danışanlarda, özellikle ağır depresyonu olanlarda bu süre 24 seansa kadar çıkabilir.
Bilişsel davranışçı terapi ile giderilen sorunlar tekrarlar mı?
Bilişsel davranışçı terapi, nüksetme yani sorunun tekrarlama olasılığının en düşük olduğu terapi yaklaşımlarından birisidir. Çünkü, bilişsel davranışçı terapide danışan bir yaşam becerisi kazanmaktadır. Böylelikle, terapi sonlandıktan sonraki yıllarda, zorlayıcı bir durumla karşılaşan danışan bu becerilerini kullanarak sorunu bir bozukluğa yol açmadan çözebilecektir.
Bilişsel davranışçı terapi hangi psikolojik bozukluklarda kullanılmaktadır?
Bilişsel davranışçı terapi oldukça geniş bir etki mekanizmasına sahiptir. Bu nedenle şizofreni gibi psikotik bozukluklar haricinde birçok psikolojik sorunun giderilmesine oldukça etkilidir. Bilişsel davranışçı terapinin etkili olduğu bozukluklar şu şekilde sıralanabilir:
- Depresyon
- Anksiyete (kaygı) bozuklukları
- Panik bozukluk
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Sosyal ve özgül fobiler
- Travma sonrası stres bozukluğu
- Yeme bozuklukları
- Bağımlılıklar
- Cinsel işlev bozuklukları
- Çift ve aile terapileri
- Davranış sorunları
- Öfke kontrolü
- Stres yönetimi
Doç.Dr. Alper Çuhadaroglu
Psikoterapist